Aşkın, masumiyetin, heyecanın en saf haliydi onlarınki. Son birkaç gündür olduğu gibi yine çocuklar birbirini toplayıp gelip kapıma dayanmışlardı. Herhalde artık bana tamamen alıştıkları için okul harici bile bensiz yapamıyorlardı. Ama ne yalan söyleyeyim ben de onlara çok alışmıştım. Uzun zamandır arayıp da bulamadığım kalabalığı çocuklarda arıyordum. Ve bundan hiçbir zaman gocunmamıştım. Çünkü onlarla zaman geçirmek hem çok eğlenceli hem de onlar için değerli birer vakit olarak anılarında kalıyorlardı. Analarında güzel bir öğretmen olarak kalmaksa benim en büyük hayalimdi ve ben bu hayalimi gerçekleştirmek için elimden gelen her şeyi yapacaktım. Hiçbir zaman hiç kimsenin hayal kırıklığı olmak istemiyordum. Zamanında benim fazlasıyla kalbimi kırdıkları için kalp ağrısının ne kadar kötü ve dayanılmaz olduğunu biliyordum. Bu köydeki güzel insanları kırmak ise isteyeceğim son şey bile değildi. Umarım böyle bir şeye maruz kalmazdım. Kapımın önünde civciv yavrusu gibi bana gülümseyerek bakan çocukların yüzüne daha fazla dayanamayıp ben de gülümseyerek baktım. Onlar gülünce benim de istemsizce dudaklarım kıvrılıyordu. Onlara bakınca aklımdan geçen tek şey keşke hiç büyümeseydik En azından canımız bu kadar yanmazdı. Keşke tek sorunumuz küçükken elimizden zorla alınan oyuncaklarımız veya annemizden bir şey istediğimizde vermemesi olsaydı. Ama tabii benim küçükken bile bir şey istediğimde verecek bir annem asla olmadı. Ve asla da olamayacak En çok da bu canımı yakıyor belki de. Onlar bana alttan bakarken boyunları ağrımasın diye önlerinde diz çöktüm. Günlerdir beni oraya götürüp duruyorlardı. Sanırım aileleri tek başına gitmeye izin vermedikleri ve abla-abilerinin de işleri olduğu için onlarla gelmiyorlardı. O yüzden de ne zaman oraya gitmek isteseler hepsi bir araya toplanıp gelip Genç Çocuklar Seks Hikaye kapımı çalıyorlardı. Ve beni ya seve seve ya da zorla evden çıkarıp oraya götürüyorlardı. Genç Çocuklar Seks Hikaye benim için de çok iyi oluyordu. Çünkü onlar sayesinde evden çıkabiliyor ve köyü dilediğimce gezebiliyordum. En azından her gün köyün farklı yerlerinde temiz hava alıyordum. Bu köyün doğal güzellikleri asla bitmek bilmiyordu. Ve bu güzelliklerden faydalanmak da benim için bir onurdu. Hızlı olmam için beni ittirmelerine gülerken odada ceketimi cebinde duran anahtarı alıp odanın kapısını kapatarak yanlarına gittim. Ben yanlarına varamadan iki kişi her biri bir ayakkabımı tutup önümde hazırladıklarında onların bu hallerine gülmeden edemedim. Bu kadar aceleci olmaları hem tatlı hem de komikti. Kapıyı kapatıp anahtarı cebime koyarak onlarla birlikte bahçede ilerlediğimizde geçmeleri için tahta kapıyı araladım. Vakit öğleden sonraydı. O yüzden dışarıda fazla insan vardı. Bazı erkekler kahvenin yolunu tutmuşken, bazıları da ileride köyün girişindeki sahada top oynuyorlardı. Birkaç kadınlı ve kızlı gruplarda birbirlerinin evlerine giderken bir yandan da muhabbet ediyorlardı. Onların bu oyunu merakını gözlerimi devirerek gülerek peşlerinden gittim. Ağaç ve nehir arası birkaç adımlık mesafe olduğu için onları niye kenarından uzak tutmam gerekiyordu.
Abartılarım 10 dakikalık teneffüse sığmıyordu, tatilim, tatilimiz, o gün okulda olan herkesin tatili harika olmalıydı ve bu konuda kimse istisna kabul edemeyecek kadar hevesliydi. Ve hala o insanlara yardım edemiyorum. Beni büyük biri gibi, annesinin akranı biri gibi görüyor, bunu yüzünden okuyabiliyorum. Kocam, Allah ondan razı olsun, hem babam oldu hem kocam hem arkadaşım. Tam T harfi şeklinde garip bir şekilde yerleşmişken ki ben o sırada sabaha kadar iki büklüm uyuyup uyuyamayacağımı düşünürken uyandı.
“Oğlum, kızım oldu, sutyenini kendim taktım”
35 yaşlarında sanırım. Konu benim gerizekalılığım ve alt geçitte mendil satan ufaklık. Hayat dolu bir komşumuz var; Fikriye Yenge. [TAMAMLANDI] Köye gelen Çınar öğretmen ve en saf duygularla ona aşık olan muhtarın oğlu Azat'ın hikayesi Aşkın, masumiyetin, heyecanın en saf haliydi. Şöyle ki, bu oturduğum evde ve mahallede ikinci senem. Mastürbasyon Yaparken Tüm Ailesi Salona Giren Gencin Gülerek Okuyacağınız Hazin Hikayesi. Geçen sene yoktu herhalde. Balkondan balkona konuşmalarla başlamıştır muhabbetimiz. 20 yaşında bir kızı.Ne yazık ki ilkokuldan ortaöğretime geçtiğinizde ilk derse gelenler genel olarak kaç ortalı defter istediklerinden söz ediyor, yazı nasıl geçirdiğinizi sormuyorlardı. Bu arada kız ismini aldı. Çünkü onlar sayesinde evden çıkabiliyor ve köyü dilediğimce gezebiliyordum. O nasıl uyacak çevreye, okula? Kaç çocuğunuz var? Derin bir nefes aldı. Kapıyı kapatıp anahtarı cebime koyarak onlarla birlikte bahçede ilerlediğimizde geçmeleri için tahta kapıyı araladım. Tepkilerine güldüm. Uzun zamandır arayıp da bulamadığım kalabalığı çocuklarda arıyordum. Aslında benim için de çok iyi oluyordu. Gündüz güneşten pembiş hale gelen, belki de otelin barmeniyle evlenip ona bir Britanya pasaportu hediye etmek üzere olduğunun farkında olmayan İngiliz kızlarının her akşam farklı bir yerine kına dövmesi yaptırdığı bir yerdi Bodrum. O yüzden de ne zaman oraya gitmek isteseler hepsi bir araya toplanıp gelip benim kapımı çalıyorlardı. Ekmek ve Gül 16, ekmekvegul. Gittim makyaj çantası aldım. Kapımın önünde civciv yavrusu gibi bana gülümseyerek bakan çocukların yüzüne daha fazla dayanamayıp ben de gülümseyerek baktım. Hiçbir zaman hiç kimsenin hayal kırıklığı olmak istemiyordum. Emzirmeyi unutur oyun oynamaya giderdim. Yıllarca yazlıkta birebir aynı şeyleri yapmaktan fazlasıyla keyif almakta olduğum yalanına kendimi iyice inandırmıştım. Tam bu sırada bir an daha gözlerini açtı ve:. Anneanne bizi kapıda karşıladı. Sizi okumak çok keyifli,böyle içten bir baba olduğunuz için tebrikler. En büyük kız çocuğuydum. Çocuk doğdu, benim çocuğumdu ama ben bilmiyordum çocuk nedir, nasıl büyütülür? Her zaman mendil alır mısınız abla diye seslenen ufaklık bu defa ben geçerken sustu, tamamen başka bir tarafa baktı. Ozan Can Sülüm. Bir dershaneye gittim. Doktor önce çocuğumu sonra beni çağırdı. Biz iki yıldır baba kız tatile yalnız gidiyoruz. Evet bir işim var, gün boyu bana siz-hanım falan diye hitap edenler var ama ben gene de yan komşunun benimle aynı yaşta görünen ama liseye bile gitmeyen kızının bayramımı saygıyla bakarak kutlamasını yadırgıyorum.